SOYUT OLAN



Her insanın iyi yada kötü hayalleri var. Tabiki bu hayallere ulaşması için yapması gereken işleri var. Sebebi daha iyi olmak belki. Belki daha çok para kazanmak...Bende başarılı olmak istiyorum.Daha iyi olmak istiyorum. Ama kendimizi akıntısına bıraktığımız zaman şelalesinden iki saniye dışarı atınca kendini, bir problem olduğubu fark diyorsun. Sonunda ölüm olduğunu bildiğim halde başarılı olmak için mi harcayacaktım zamanımı, yoksa mutlu olmak için mi? 
Peki başarı ne demekti? Ya da mutlu olmak, güzel olmak, bilinçli olmak. Ne demekti? Ben artık tanımlayamıyorum. Bu yüzden de hiçlikte boğuluyorum. Var olmayanın bile olmadığı mutlak bir yokluktayım. Tanımladığım veya tecrübe ettiğim duyguları da ifade edememekten yakınıyorum aynı zamanda. Sonsuz soyutu kusamıyorum kalemle kağıda. En azından bu zamana kadar.
Düşünme diyorum; Bırak kendini zaman şelalesine. Kaptır kendini akıntıya şakakların beyazlayana, yüzün kırışana kadar. Ama olmuyor. Her gece gözümü kapattığımda selamlıyor beni bu mutlak soyut. İzliyor beni. Avını bekliyormuş gibi. Bunca zaman sözlük anlamlarıyla avuttum kendimi ama kaçamıyorum ondan. Bu sefer savaşmak istiyorum. Yolunda ölüm de olsa akıntıya karşı yüzmek istiyorum. Ne de olsa hiçlikte boğulmaktan iyidir diyorum kendime her seferinde. Kendi tanımlarım olsun istiyorum. Tek gayem bu. Fakat daha zaman konusunda bile kararsız kalan birinin; soyut olanı anlamlandırması, algılamaya çalışması veya hissetmesi garip geliyor bana. İnanasım gelmiyor. İlham perim kafamda kilitli kalmış gibi. Ne yaptığımı, ne yapacağımı bilmez oldum. Ve bunların çöp olmasından kokuyorum. Korku bürüyor beni. Korkuluksuz kalan tarlanın çiftçisi gibi...

Yorum Gönder

0 Yorumlar